5 Ağustos 2009 Çarşamba

Mopak


Bugün size, hiç sevmediğim bir grup olan U2'nun tek sevdiğim albümü War'u tanıtacaktım.(kimisi var diye okuyor kimisi vor diye okuyor, onun için kafanıza göre eki ekleyin oraya. Böyle okurumla interaktif dil bilgisi muhabbetlerine girmeyi de ihmal etmiyorum. Mesela Cat Power "Hivar hivar" diye söylüyo "He war" şarkısını. Ayrıca "Hivar" diyince, tabii ki Sibel Can'ın gırtlaktan çok güzel söylediği bir türkü olan "Amman Hawar Hawar Hawar komşular Hawar" türküsü aklıma geldi. "Neden w?" derseniz, gerçekten şarkıyı w kullanarak söylediği için derim. Yoksa kovalak üniversite öğrencilerinin "Newroz" yazması gibi bir duruma girecek değilim. Bir de Nevroz var o tamamen ayrı bir konu, onu da bununla bağdaştıran bir şeyler yazacağım bir ara.) Sonra "Madem sevmiyorum, biraz daha sıkıştığım bir zaman "çikolata gibi şarkı" "sokolata gibi bas yürüyüşleri var" diye saçmalayarak tanıtırım diye düşündüm.

O yüzden bugün hem biraz hava alırım, hem de şu Beraat kandilinde Jimciğim Morrisson'ın mezarının başında üçkulüvallabirelham okuyup, ardından Proust'un mezarına da gidip orada da takılıp sevapları leblebi gibi toplarım düşünceleriyle Paris'e özel uçağımla indim.

Café de Paris'in önünden geçerken(bu arada o kadar kelime bulamadım ki, aklıma direkt Café de Paris gibi tamamen yeşil renk kurbağa şeklinde bir can simidinin zekası ve yaratıcılığıyla bulunmuş bir isim geldi.) emeklilerin kağıt oyunları oynamalarına şahit oldum, tabii ki bir çoğu Briç oynamaktaydı. Fakat yeni açılan kağıt destesini gördüğüm an, yıllardır içime dert olmuş bir cismin çıkmasıyla moralim çok bozuldu. Dostlar, bu cisim yeni açılan destelerin vazgeçilmez öğesi, Mopak'ın vazgeçilmez cismi Cep Takvimi'ydi. Biraz bölüyorum ama, Mopak hem defter hem de oyun kartı falan filan üretiyor, size de Yamaha'nın çakallığını hissetirmiyor mu? Yani elimden gelse motor da yaparım flüt de yaparım, meybon da yaparım gibi bir iddialılık söz konusu Mopak yöneticilerinde de.

Şimdi, bu cismi satan bir toptancıyla konuşmuştum çok önceden. O, bu takvimleri kullanan bir kişi tanıdığını söyledi. O da yazın düğünleri yuvarlak içine almak için satın alıyormuş. Onun dışında bir amacı yok. Zaten 50 yaş üstünün cüzdanına da yakıştığı kadar hiç kimseye yakışmaz cep takvimi. Ama bu Mopak cep takvimi, ne seçimler sırasında verilmiş partili, ne Marshall boyanın verdiği renkli bir cep takvimi. Yani, aslında oyun kartı üreticisi insan bizim için iyi hisler beslemiyor mu sizce de? Demek ki elinden gelse daha iyilerini de yapabilir, arka tarafı yanar dönerli kart, veya ne bileyim fütüristik tasarımlı papaz-kız-vale üçlüsünü yapabilir adam. Sadece ekonomik sorunlar bu zeminin gelişmesini engelliyor.

Şimdi Mopak'ın sahibine bakıp onun adını öğrenip, buradan ona saygılarımı ve iyi dileklerimi ileteceğim.
Hah buldum, şu an dördüncü kuşaktan Didem Molay yönetiyormuş. Ona saygılarımı sunuyorum.

Mesela, o şirketin sahibi de kimse tarafından kullanılmadığını bile bile bu takvimleri büyük bir kararlılıkla üretiyor, bu özveriye, bu işe bağlılığa dikkatinizi çekerim. Ya öve öve iyice reklama döndü olay. Sadece Mopak yok tabii, diğer cefakar oyun kartı üreticileri de aynı şekilde kullanılmayan cep takvimi üretmeye devam ediyor. Acaba, gerçekten de Cep Takvimi hediye etmenin satışların artışına etkisi olmuş mudur? Ben küçükken etkileniyordum mesela, "cep takvimi hediyeli!" diye görünce, bir de etrafına hipnotik powerpoint efekti koymuşlar, ama o yaşlarda kalsiyum sandozun nemlenmesini engelleyen beyaz topların da biriktirilince bir işe yarayacağına inanıyordum. O yüzden etkili olmuş olabilir.
Tayfun Taliboğlu bitirişi yapayım:

İskambil destesinden çıkan cep takvimleri...
Sadece iki gün boyunca bir hevesle kullanıp, ardından selpak gibi bir kenara attığımız gururlu takvimler...
Kırılmalarını bile göremeden çöpe attığımız dostlarımız...
Tüketim toplumu falan filan devamı da işte

P.S: Fotoğraf olarak efsanevi,sadece belli bir yaş grubuna satılan Ringo spiralli not defterini koyuyorum.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Copyright © 2010 MONTEYN