8 Ağustos 2009 Cumartesi


Dün akşam, uyumadan önce İbrahim Tatlıses'le Aydemir Akbaş arasındaki ilişkinin ne kadar çok Batman ve Robin'e benzediğini düşündüm. Robin her Batman filminde figüran olarak kendince araya girip 2 dakikalık görünüp kaybolur genellikle, Aydemir Akbaş da 90lardaki hemen hemen bütün İbo kliplerinde göründü kayboldu. Sanırım Fırat'ta da oynamış olabilir. Neyse, ama hissediyorum bunu İbrahim Tatlıses'in kadim dostu Aydemir Akbaş bir süperkahraman yardımcısıdır.

Wikipedia'da da "sidekick" olarak geçiyor Robin. İngilizce "arkadaş" "yardımcı" vesaire gibi anlamlara gelirken, Türkçe'ye hiç düşünmeden "Yancı" ya da "Besleme" diye çevirirdim ben olsam. Özellikle Robin'in ilk çizim dönemlerinde 8 yaşında olduğunu varsayarsak, besleme,"sidekick" kelimesi için Robin'e daha uygun olacaktır. Sonuç olarak Alfred'in elinde büyüdü muhtemelen.

Besleme diyince bir çoğunuzun aklına Kınalı Yapıncak isimli güzide ve acılarla dolu Türk filminin geldiğini hissedebiliyorum. Hülya Koçyiğit'e sevgilerimi yolluyorum. Filmden de bir replik eklemeyi ihmal etmiyorum:"hebe eüüheheü". Şimdi, yancılık ve beslemelik müesseseleri iki ayrı kurum doğal olarak, mesela Robin'i artık besleme olarak kabul ettik, ama Aydemir Akbaş yancıdır. Eğer kahvede İbo okey oynuyorsa masanın yanında durup "Eee İbrahimciğim bi çay ısmarla da içelim tzıhıhı" diye güler. Robin bunu yapamaz, çünkü Wayne malikanesinde ne verilirse onu yemek zorundadır, Alfred'in yanında İngiliz terbiyesiyle yetiştirilmiştir.

Sonuç olarak temelde ikisi de sidekick'tir kardeşim. Her 5 bölümde bir İbo Show'a Aydemir Akbaş çıkmak zorunda, çıkmazsa reytingler düşüyor başka şeyler oluyor.

P.S: Bir an bile olsa, Aydemir Akbaş'ın erotik film döneminden bahsedeceğimi düşünen olduysa beni yanlış tanımıştır diyebiliyorum sadece.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Copyright © 2010 MONTEYN