26 Mayıs 2010 Çarşamba

Le roi et l'oiseau Üzerine


Bu film imdb'nin animasyon listesinde, Wall-e'den ve de Spirited Away'den sonra gelen filmdir. Rahatlıkla şimdiye kadar izlediğim animasyonlar arasında en iyi film müziğine sahip olduğunu söyleyebilirim. Hele bir atonal evlenme marşı aka Mendelssohn'un reöreöre(buraları merak eden varsa bulur. Uzun uzun ne olduğunu yazmaya gerek var mı karar veremedim.)var, Ekmek Teknesi'nde söylendiği şekliyle "arzular şelale" diyor insan. Paul Grimault, 1948 yılında iş arkadaşıyla beraber Andersen'in, Çoban Kızı ve Bacatemizleyicisi öyküsünü çizmeye başlıyor fakat 1952 yılında arkadaşı bunu erkenden yayınlayınca projeyi rafa kaldırıyor Grimault. 1967'de filmin haklarını tekrar alınca yavaş yavaş üzerinde çalışıp bunu 1980 yılında bitiriyor.

Bu filmi insanların izlemesi için elimden gelen tek şey şu an:"lütfen bu yazıyı listendeki 10 kişiye yolla!!!! sonunda msn adamının maviye döndüğünü göreceksin!!!!! ben denedim oldu!!!!!!" gibi bir şey demek. Miyazaki'nin Studio Ghibli'si var ya -ki amblemi Totoro olduğu için yeryüzündeki en güzel ambleme sahip aynı zamanda- bunu özel olarak yayınlandı. Miyazaki resmen "bu benim animasyon işine girmeme sebep olan filmlerden biridir" demiş.

Ayrıca Çoban Kız o kadar zarif ki, başka filmlerde Sindirella'yı ya da ne bileyim daha zarif birilerini oynamış olabilir eğer Disney'de film kariyerine atıldıysa. Ama bu Jean Seberg'in Terminatör'de oynaması gibi bir şey olurdu. Böyle dar betimlemeler yaparak konuşmak da Lovecraft'ın "öyle korkunçtu ki gözlerime inanamadım." demesi kadar kör. Ama bu görselliği sadece şu an beze yemeye benzetebiliyorum. Isırırken biraz sert sonra ağızda "köpürff şrpfff" haline geliyor.



Ha bir de şimdi aklıma geldi 1999 yılında Hemingway'in Yaşlı Adam ve Deniz'iyle en iyi kısa animasyon film dalında oskar alan Aleksandr Petrov abimizin Ivan Shmelyov'un, Moya Lyubov öyküsüne çizdiği animasyon var ki adam üç yıl boyunca çalışıp yapmış. İzledikçe insanlığımdan utanmıştım, bir insan nasıl bu kadar güzel bir şey yapabilir deyu deyu. Aşağıda ilk parçası var;

P.S:Aleksandr Petrov, Ivan Shmelyov, Moya Lyubov diyince bütün cümle Rusça'ya boğulmuş. Ayrıca emekli olunca Bordeaux'daki derebeyliğimi satıp Kaliningrad'da yeşil ve mavinin birleştiği ufak bir sahil kasabasına yerleşmeyi planlıyorum. Sonra da ev yapımı şarap işine gireceğim muhtemelen. Emekli adamın kaderi bu, elden bir şey gelmez.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Copyright © 2010 MONTEYN