25 Mayıs 2010 Salı

Bir Hezeyanla Kafasına Kravat Bağlayan Adam Üzerine


Bunu en son yaptığımda bir basketbol maçında taraftardım diye hatırlıyorum. Zaten spor müsabakaları taraftarlar için olmadan olmak, hamken tamamen ham kalmak gibi şeylere sebep olduğu için kafama bağladığım kravatın anlamsızlığını fark bile etmedim, ve gözlerinin altına savaş boyasını süren Rüştü Reçber gibi, kafasına bant takan Rambo gibi moda girdim.

Zaten bu hareket, işlevini yitiren ve düşen organ gibi bir şey. Mesela Peder Bey'in kafasına kravat bağladığını hayal ettiğim zaman gözüm seğirmeye başlıyor. Sanmıyorum ki 30 yaşının üstünde bir insan bu zalım hareketi yapabilsin. Fotoğrafı da yok, bana belgelerle gelin zaten! Geçen gün de Uçankamon'la konuşurken "düğünde baba oynaması" gibi çok önemli bir konuya parmak bastık. Gogol'da "düğünde baba oynaması", "baba oynaması", "sigaralı alkış" gibi kelimelerle aratmama rağmen bir tane bile fotoğrafını bulamadım. Yazıklar olsun! Züvididi züvidit diye Pac-Man'i koymayı bilen koca firma, şu blogu host eyleyen firmanın arama motoru bir tane bile baba oynaması fotoğrafı bulamadı! Ayrıca "G" harfi de bug gibi bir şey olmuş, her oynadığımda sona bıraktım onu. İnşallah daha 4 nesil boyunca ipod killer vesaire diye çıkardığınız ürünler tutmaz!

Hemen tanımlayalım düğünde baba oynamasını: İzmarit ağızda, alkışlayarak ritm tutmak, ama düğünün sahibi olduğunu kanıtlarcasına mağrur bir gülümseme. Aslında Bizimkiler'deki biracı Cemil'i düşünürseniz daha kolay akla gelecek babanın o hali. Arada oyuna katılır gibi yapmak ama bacaklar oyuna dahil olsa bile alkışlamaktan vazgeçmemek de yine bu dansın çok önemli bir özelliği. Bunu bilmeyen vardır diye söylüyorum, çocuk sahibi olma hayalindeki çiftleri, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı kontrol ediyor ve er kişiden bu oyunu oynamasını istiyor(sigara içmezse kore malı elektronik sigara veriyorlar rahat olun), kadına da doğrudan "x hanım şu eşyamızı kaybettik nerede olabilir acaba?" diye soruyor, eğer "En son nereye koyduysan oradadır." cevabını iki saniyeden kısa sürede verirse ve kocası da izmarit dansını başarıyla tamamladıysa çift, çocuk sahibi olabiliyor. Bu yüzdendir ki mesela bazı çiftlerin çok uzun süre çocuk istediğini ama yapamadığını görürseniz diye söylüyorum, kadın hamile kalsa bile eğer izmarit dansı olmuyorsa Yılanların Öcü'ndeki gibi sırtına kaya yükleyip bebeği düşürttüyorlar.

P.S: Gogol yine yaraklarda "kafaya kravat bağlamak" dedim ikinci sayfada Hodja Nasreddin'i verdi. Adeta bir Koska Kağıt Helva pakedi gibi fotoğraf. Nasreddin Hoca da biliyorsunuz, Azeriler bizden diyor, Akşehirliler bizden diyor, ve hatırladığım kadarıyla da İranlılar da bizden diyor. Onlara bir şey demiyorum, sözü Hodja Nasreddin'e bırakıyorum. Nasreddin Hoca bir gün eşeğiyle giderken, Abdurrahman Çelebi'den düşmüş. Çevrede bunu görenler gülmeye başlamışlar hemen. "Hoca Hoca ne oldu?" diye sormuşlar, Hoca durur mu yapıştırmış hemen cevabı(abdurrahman çelebi'nin tenasül uzvunu göstererek) "Eşeğin siki oldu, yardım edeceğinize gülüyorsunuz. Bu arada Cuma hutbelerini de 25 dakikaya çıkarıyorum, gelmeyenlere de düdük yok." falan demiş. Çevre sakinler toplanmışlar hemen hocanın başına, "vah vah yazık adam kafasını toprağa çarptı delirdi" demişler. Nasreddin Hodja'nın cüppeden içeri elini sokup her film ve fıkra delisinin yaptığı gibi Napolyon taklidi falan yapmaya başladığını da fark edince bunlar "müzikle tedavi eden en yakın şifahane de Edirne'de var, eğer biz Akşehir'deysek ne ala belki bir şekilde kurtarma ihtimalimiz vardır, ama ya İran'daysak ne olur halimiz." demişler. Hemen Timur gelmiş o sırada, "Oğlum işler iyice sarpa sardı, fıkra fıkralıktan çıktı resmen onuncu kalite Üniversite Mizah Dergisi yazısı haline geldi, ne yapmalı?" demiş, bakmış çözüm bulan kimse yok, çekmiş vurmuş Nasreddin Hoca'yı. Sonra Köroğlu gelmiş demiş ki "Delikli Demir çıktı mertlik bozuldu.", daha zaten bu lafın yarısındayken "kes lan sen de iki lafın var tatava yapma" demiş Timur ve onu da vurmuş. Tabii o zamanlar ateşli silahların dolum süresi uzun, yanındaki silahtar hemen yeni bir tane veriyor. Sonra bir vakanüvis gelip bir şeyler fısıldıyor Timur'un kulağına; bakıyorlar o zamanlar daha, doğrudüzgün tüfek keşfedilmemiş, Timur akıllı adam, hemen büyük bir anakronizm yaptığının farkına varıp fıkrayı iptal ediyor. Bu yüzden Timur İmparatorluğu'nun da ömrü kısa olmuştur.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Copyright © 2010 MONTEYN