22 Temmuz 2009 Çarşamba

Her şey illümine eylenmiştir. Matrix 1999, ama aslen Baurillard

Aslında, bu üçlüye hiçbir şey demeden direkt konuya geçiyorum.

Madrugada!

Geçen sene, gitarcılarının ölmesi üzerine dağıldı. Böyle müzik sahnesindeki onurlu hareketlere çok saygı duyuyorum, Led Zeppelin'e de saygı duyabilirdim ama onlar daha albüm çıkartsalar muhtemelen Genesis'e falan dönüşüp Land of Confusion ayarında şarkılara bağlayabilirlerdi.

Grubu keşfettiğimde öncelikle vokalin sesine vurulmuştum. O da yukarıdaki üçlü gibi 12 yaşından beri uzun samsun içiyor. Herkesin de sesine gitmiyor bu meret işte. Mina Urgan mesela, Bir Dinozor'un Anıları'nı yazdığı zaman gerçekten bir Brontosaurus ses tonu vardı, hatta şimdi de Savaş Ay öyle. Sanırım ikisinin sesini ayırdedemem. Fakat kimisi de var ki gidiyor Sivert Hoyem oluyor işte. İnce ses tonunda hemen hemen Michael Stipe'a yaklaşırken kalınlarda kendine has bi hırıltıyla söylüyor şarkıyı ki şovunu yapsın, ayrıca kalınlarda Stuart Staples havası da var ama Sivert pek fısıldamadan yana değil, adama gürül gürül çağlıyor resmen. "Sesim var kullanırım arkadaşım!" diye basbas bağırıyor, bunu yapmakta da haklı. Ayrıca böyle güzel şarkılar, gözleri yaşartmakta. Daha ilk albümden kaliteyi masaya vurmuşlar, haklılar da zaten.

Ben ilk "What's on your Mind"ı dinleyip hayran kalmıştım kendilerine, sonradan bütün çalışmalarının harika olduğuna kanaat getirdim.

Bakın, Madrugada İspanyolca'da şafak vakti anlamına geliyor. Bu adamlar önce şarkılarını yapıp ardından da şarkıdaki meselelerin ne olduğunu zaten açıklamışlar. Gelip "Bullet for my Valentine" dememişler, ya da "Panic! At the Disco" falan, yahu arkadaşım anlıyorum neşeli insanlarsınız, fakat gerizekalı değilsiniz ki neden böyle gerizekalı isimler buluyorsunuz. Yeryüzündeki herhangi bir sosyal devletin, müzik grubuna isim bulma aşamasında sarhoş olmayı yasaklaması çok yararlı bir atılım olacaktır.

Şarkılar daha canlı bir Tindersticks hissi var, ama bunun yanında, kesinlikle daha gitarlı Nick Cave havası da var, Birthday Party'nin baymayan şarkıları olduğunu düşünün. Onun gibi bir şey. Aranızda Birthday Party'yi seven vardır da, ben pek beğenmediğim için bu şekilde açıklamak durumunda kaldım. Ya hu İskandinavya'dan sadece metal çıkmayınca öyle sevinmiştim ki. Adamlar sürekli karanlık karanlık, gam kasvetten heder ettiler kendilerini derken. Gerçekten gam, kasveti yüze vuran bu herifleri dinlemek çok daha iyi geldi.

Ya lütfen dinleyin bu adamları, hatta Mephisto'da ilk albümlerini 19.90 satıyolar, çok güzel bir albüm. Beğenmezseniz, araba aynasına asarsınız.

Bu da, What's on Your Mind'ı bulamadığım için başka bir şarkılarını koyuyorum, biraz daha hızlı. Kötü bir seçim oldu bence ama çok seviyorum bu şarkıyı.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Copyright © 2010 MONTEYN