10 Temmuz 2010 Cumartesi

Aynadan Fotoğraf Çekmek Üzerine


Bu, Stanley Kubrick'in daha Look dergisinde fotoğrafçılıkla uğraşırken çektiği bir fotoğrafı. O zamanların da en çok fotoğraf yayınlanabilecek mecraları dergiler olsa gerek ki, Kubrick gençliğin şimdi içine düştüğü "kendi fotoğrafını aynadan çekme" akımını başlatmış kişi muhtemelen. Makina da Leica, boru değil. Garibim ya, tam bir ortaokul çocuğu tipi var, sakal bıraktığı iyi olmuş. Bu arada bazı kişiler veya topluluklarda kafam karışıyor Amerikan mı yoksa İngiliz mi diye. Bunlar benim için, Alfred Hitchcock, Stanley Kubrick, Black Sabbath ve Rolling Stones galiba. Aralarında aslında sadece Kubrick Amerikan olmasına rağmen diğerleri tamamen artık YENİ DÜNYA'ya ait gibi geliyor bana. Keza Fleetwood Mac için de bunu diyebilirim galiba. Neyse, açıkçası çok kötü telefon kameralarıyla çekilmeyince bu pozun güzel olabileceğine inanmaya başladım, ve kendi fotoğrafımı çektim.Baba tarafım Japon Turist olduğu için boynuma asılı fotoğraf makinesiyle geziyorum zaten. Neyse, ancak gördüğünüz gibi çok çirkin duran bir şey, adeta at hayvanının(at hayvanı diyerek az sonra gelecek olan indirgenmiş ayıp lafın etkisinin artırmayı planlıyorum. At hayvanı diyen birinin çok büyük ihtimalle Temel Britannica olma ihtimali vardır. Ayrıca şunu da belirtirim ki, burada kişileştirme yapayım derken "Temel" kelimesinin Türkçe'deki karşılığını düşünmemiştim. Onu da fark edince, sıcaklardan ötürü şaka yapma konusunda tamamen 9 yaşındaki çocuk seviyesine düştüğümü fark ettim. Ama şöyle bir şey de var ki şu an dünyanın en iyi 3. şarkısı "Cheri Cheri Lady" çaldığı için hiçbir şeye odaklanamıyorum. Diğer ikisini de blog'da önceden paylaşmıştım zaten. Bir numara her daim Stevie Wonder'dan Part Time Lover ve iki numara da Phil Collins'den Easy Lover'dır.) tenasül uzvundaki kelebek gibi duruyor. Ayrıca, bir insanın kendi fotoğrafını kol uzatmaktan ziyade aynadan çekmesi, mükemmeliyetçi bir narsist olduğunu ortaya koymaz da ne yapar? Peki böyle okura soru sorarak yazı yazanların Allah belasını verir mi? Veriyor ki, yaklaşık birbuçuk yıldır devam eden blog'un toplamda 44 okuyucusu var. Ama Hemingway ne diyor? "1 yıl içerisinde 100 okuyucuya sahip olmaktansa, 100 yıl içerisinde 1 tane okuyucuya sahip olmayı dilerim." Fakat eminim ki bunu ayı gibi kitap sattıktan sonra söylemiştir. Aslında Hemingway mi demişti onu da bilmiyorum, çok seviyorum adamı zaten, eğer intihar etmeseydi yaşlanınca Noel Baba olurdu bence. Bir saniye not defterime bakayım, kim demiş.

Pardon Arthur Koestler söylemiş, ancak her daim popülistlikten hoşlanan kafa doğrudan Hemingway demiş. Aman Koestler de intihar etti zaten. Neyse mükemmeliyetçi, narsist, popülist, indirgenmiş gibi kelimeleri kullandığım bu yazıyı üniversitelerde satılan sol politik görüşü yansıtan dergilerin yazarlarına adıyorum. Biliyorum, faşist kelimesini kullanmadım, ama onu tam olarak nereye yerleştireceğimi karar veremedim.

P.S: şu web 2.0 zırvalığı yüzünden, her fotoğrafta yansıma kullanılıyor. Bir tane, zeminden yansımamış fotoğraf bulmak için saatlerimi harcadım. Kim başlattı bu rezaleti? İlk olarak itunes'da bunu görmüştüm galiba, her türlü rezalet gibi burada da çıban başı Steve Jobs olsa gerek. Şurayı okuyan bir tane tasarımcı, reklamcı kim varsa fark etmez bunu yapan kişiyi uyarır ve eğer sözünü geçiremezse de günahkarın masaüstü duvarkağıdını pembe, yeşil gibi uyumsuz renklerle döşenmiş word art'lı bir resim yaparsa çok sevinirim. Ya da bilgisayarındaki tüm fontları silsin, sadece comic sans'ı bıraksın böylece zaten kişinin işine son verilecektir. Doğrudan böyle bir resim işleme programı var galiba şirketlerde. Hayır photoshop falan değil, programa fotoğrafı yüklüyoruz 3 saniye içinde beyaz tabandan yansımalı hale getiriyor.(ayrıca itunes'un albümleri siyah tabandan yansıttığını biliyorum üstüme gelmeyin lütfen) Bu bir de moda da değil, resmen zorunluluk haline geldi, mesela tumblr'daki temaların da %93'ü falan bu saçmalığı kullanıyor. Tabii ki ben de istemem bütün temaların Lada Samara ya da ne bileyim Volvo gibi sadece işlerlik özelliğine sahip olmasını, ama çok sıkıcı hale geldi bu İngiliz dostlarımın "eye candy" diyebileceği şeyin kullanılmasından. Comic Sans'a karşı olan siteler gibi bu rezalete de bir dur densin.
P.S2: Gogol'un kendini yakarak intihar girişminde bulunduğunu biliyor muydunuz? Ah be Gogolcuğum Thích Quảng Đức musun sen yakasın kendini? Gerçi sonra da hiçbir şey yemeyip içmeyip ölüyor. Bu Thich abimiz de enteresan şu Rage Against the Machine'in ilk albümünün kapağındaki yanan budist din adamı. Fakat şöyle bir şey oluyor; adam tamamen yanıyor fakat kalbi yanmıyor, bu yüzden adamın erdiğine inanılıyor. Erdiği derken, kalbi hala bir manastırda görülüyor ama çaput, gelin teli, falan bağladıklarını sanmıyorum.Bir de Lucio Battisti diye bir İtalyan adam keşfettim. Çok geç keşfettim, ancak bazı şarkıları o kadar çok 1970'lerin mutfak ve banyo tasarımlarını andırıyor ki, zamanı büküyor biraz o yüzden. Şimdi aşağı bir tane pop şarkısını koyuyorum, tahminimce gözlerinizi kaparsanız ispanyol paça pantolon giydiğinizi sanabilirsiniz. Aynı zamanlarda erkeklerde de suratın tamamını kaplayan favori elzem bir şey. Bu konuda sanırım en başarılı insanlardan biri de Edi Pakbayram'dı, öyle bir fotoğrafını gördüğümü hatırlıyorum. Neyse kadınların da çok geniş şapka giydiklerini ve bu ikilinin siyah beyaz fotoğrafa poz verdiğini sanacağını düşünüyorum bu şarkıyı dinlerken. Şu 45liğin de diğer yüzüne geçelim der gibi sıkılan bir ifade verilebilir ya da erkek eldeki rakı bardağını objektife yöneltip gülümseyebilir bilmiyorum, umarım bıyıkları yeteri kadar uzundur. Ayrıca rakı bardağı ve sigaranın aynı elde olmasını istiyorum. Evet bu şarkının sözlerini bilmiyorum ama bence bunu anlatıyor kesinlikle.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Copyright © 2010 MONTEYN