İşte diğerinden zaten sürekli bahsediyordum bir ara, şimdi sıra Death in June'a geldi. Aslında Douglas Pearce abimizin grup olarak başladığı sonradan tamamen yalnız olarak devam ettiği bir proje Death in June. Yaptığı müziğe insanlar Neofolk diyorlar. Ben bir şey demiyorum, niye durduk yere genre uydurayım vallahi de çatır çatır neofolk yapıyor bu adam.
Abimiz faşist simgelerin hastası yalnız. Gamalı haç olsun,(az kalsın swastika yazıyordum hiç hoş değil.), SS subaylarının şapkasındaki kemikli kurukafalar olsun, ya da "Roseclouds of Holocaust" gibi albüm isimleri olsun sürekli konserlerinde görüyoruz.
Zaten birçok iyi müzik insanı gibi delirdiği için, kafasına paspas gibi şeyler takıyor, bir de sürekli maskeyle dolaşıyor vesaire vesaire.(Yani bu paspas meselesinden Lady Gaga'nın Death in June dinlediğini varsayıyorum.) Birçok kez faşizmle alakasının olmadığını söylemiş bir insan, ya da beni bağlamaz arkadaş, lisedeyken "obüü System of a Down konsörlörünö Türklör ve Köpöklör gürömöz yozuyomuş."(evet ergen konuşması taklidim bu, bir insanın yazı dili, ergen konuşması taklidi sırasında çok keskin bir şekilde sekteye uğruyor.)diyen adam gibi. Ya neyse, dinleyecekseniz gidin bu adamın But, What Ends When The Symbols Shatter?(albümün adını yazmak çok zor geldiği için wikipedia'dan kopyaladım.) dinleyin.
Ya o değil de, David Gilmour ne biçim yaşlandı lan! Yemin ederim Delicate Sound of Thunder'daki hali adeta bir Titanken, Pulse'taki hali Prometyus gibi diyecektim ki şu an Prometheus'un da Titan olduğunu öğrendim. Ne saçma, hani ateşi tanrılardan çalmıştı? Ne ayak, adam titan çıktı zaten. Ben normal bir insanevladı zannediyordum kendisini. Normal derken yine ahlaksızlık dolu Yunan Mitolojisi'nde zaten bir tane normal insan yok o ayrı bir konu, ensest, zina, çocuk pornosu, torbacılık her türlü pislik Yunan Mitolojisi'nde zaten. Torbacılık var mı bilmiyorum, zira filmlerden gördüğüm kadarıyla söylüyorum siyah pardesü ve uzun marlboro muhtemelen icat üretilmiyordu.(cümleyi böyle unutmuşum. Derhal bugün TDK'ya gidip onaylatıyorum bunu. Hemen bir örnek içinde kullanalım: "Geçen gün yine türlü çeşit icatlar ürettim.") Neyse, "Alexis abi mal nasıl?", "Zehir gibi kardeşim." olmuyor gördüğünüz gibi. Demek ki o zaman yoktu öyle şeyler. Zaten bütün pisliği Roma'daki alemlerde de görüyoruz medyaya yansıdı bunlar dizisi yapıldı geçenlerde gördüm, önce Rome'da vardı bunlar, şimdi Spartacus, insanı memeye yabancılaştırıyor bu tip diziler. Yazıklar olsun!
Bir de Rome demişken, HBO dizisini çeken eller dert görmesin, emeğe saygı +rep. Adamların çektiği dizilere bakalım hemen: Oz, The Sopranos, ccc FoRza Six FeEt UnDer ccc(Bordeaux ovası, ülkücü Yuvası!), Carnivale(bu çok ziyan oldu. Freaks gibi bir şeydi diye hatırlıyorum. Freaks'de çok acaip film bunu yasaklamışlar bazı yerlerde. Bir de tabii o zamanlar political correctness yok sen git ayı gibi filmin adını Freaks koy.) şimdilerde True Blood var o pek beni bağlamıyor.
Ya dinleyin lütfen dinleyin Death in June'u. Ya da dinlemeyin, Cengiz Baba'dan Hain Geceler'i dinleyin, o da çok güzel. Girişi "Zeynel Abidin Cümbüş'ün, o cümbüşü bulan elleri dert görmesin, nur içinde yatsın." diye düşündürtebilir sizi belki, ancak asıl Cengiz Baba girdiği zaman olay kopuyor. Yalnız videoda yanıp sönen yazıyı uzun süre izlemek sara krizini tetikleyebilecek etkiye sahip, sara hastası olanları baştan uyarayım.
p.s: ayrıca bir kere olsun "geceler" demiyor, istisnasız olarak "gejeler". Şimdi, blog'a tamam, damara devammmm!
1 yorum:
death in vegas da isteriz.
Yorum Gönder