14 Mayıs 2010 Cuma

Bazı Müzikal Topluluk İnsanları Üzerine


Onlar, 3 kişiyi aştıkları zaman sokağın ortasında çok sesli müzik yapma olayının hastası insanlar.

Dün yine dururken, sabah kalkınca çoraba odaklanıp on dakika zamanımı harcarmış gibi boşluğa bakarken aniden, röhöy diye kulağıma bir basın "let the sunshine in"i çarptı. Tek bir melodi yeterli böyle bir felaketin tetiklenmesi için dostlar. İnancım odur ki müzikal toplulukların açık alanda spontane şarkı söylemeleri herhangi bir sınav esnasında burnunu temizlemek yerine çeken insandan daha az rahatsız edici değildir.

Doğal olarak artık mekanizma(aka polifonik bulşit) işlemeye başladığı için toplanan müzikal gruptan önce zenci gırtlaklı soprano namelerle, gırtlak hareketleriyle, Chris Cornell'in adem elmasını titretmesi numaralarıyla şarkıyı söylemeye başladı. Zaten bu tip olaylarla önceden karşılaşmış olanlar, basbaritonunun mevzuuya dahil olup herkesten yüksek sesle şarkıyı söylemeye başlayacağını tahmin edebileceklerdir. Kötü niyetlilik yapmayıp, bunu sadece keyif için yaptıklarını düşünmek istiyorum ancak bakıyorum da çevreden gelen ilgiye de kayıtsız kalmıyorlar! İnsanlar dinlemeye başladıkça coşuyorlar adeta tek yürek tek bilek Power Rangers'ın mega zortu, Voltran'ın Voltran'ı gibi dağıtılamaz bir topluluk haline geliyorlar.

İşin en kötü yanlarından biri, eğer topluluk çok sesli koroysa amenna aralarında hareket yapan çıkmıyor paşa paşa şarkılarıyla kafa sikiyorlar. Ancak önceki yazılarımda da tekrar tekrar lağvedilmesi gerektiğini belirttiğim müzikal topluluklarsa, aralarında bazıları kendilerini kaptırıp tdk sözlükte "let the sunshine in hareketi" olarak tanımlanan, kolları havaya kaldırıp sarsıla sarsıla indirme dansını icra ediyor. Tabii ki Napoleon Dynamite'tan daha kötü şekilde. Toplulukların tek beyni olur gibi bir laf vardı şimdi hatırlayamıyorum, ama o grubu dağıtmak için aklımdan hiçbir çözüm geçmiyor, ucuz numarlarla yanlarında bağıra çağıra şarkı söylemek tamamen ahlaksızlık olur. Çare Sarıgül desem kötü şaka olacak ve kimse bir cümle daha okumayacak, bu yüzden eğer topluluğa n değerini atarsak, en az n+1 sayıda ortak ülküye hizmet eden insan bulup şarkılarında harmandalı oynanacak, başka bir yolu yok. Bu isterse Chicago olsun, isterse Grease'in "şabalalalaladübidibapdiba, şubapdibaribaridibudibupbibu"su olsun utanmayacaksın. Onlar halkın huzurunu bozmaya yeltenirken utanmıyorlarsa siz de harmandalında utanmayacaksınız.

Ciddi anlamda bu gruplar böyle şeyler yaparken bilinçaltında "ah ulan şu an bir prodüktör şuradan geçse de bizi keşfetse" gibi bir şeyler geçirenleri varsa, ya da insanlardan ilgi bekliyorlarsa bizim oralarda bir laf vardır pathétique diye tam olarak durumlarına uyuyor. Bu konuda başarılı olmuş nadir insanlardan biri İbrahim Tatlıses, kendisi inşaatta keşfediliyor galiba ondan daha yetenekli değilsiniz, lütfen üç beş kişinin "hmm çok güzel söylüyorsunuz"una kanmayın.


P.S: Hah tam aradığım tarzda fotoğrafı buldum. Hem siyah beyaz, hem de tetiklenmeye,her an dans edip, şarkılar söyleymeye hazırlar ki, fotoğraf çekilirken bile sağ bacağını titretenler olmuş zaten. Benim de toyluğumdan kalma buna benzer birkaç adet fotoğrafım var, dijital alemden kaldırtmak için 2 hafta önce yasal işlemleri başlattım. Haklı buldular, şimdi tüm arşivlerden kaldırılıyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Copyright © 2010 MONTEYN