Masalın nerede bittiğini, hayatın nerede başladığını farkedemiyorum. Bazen, suratıma garip bakıyorlar; o zaman uyanır gibi oluyorum. (Cin Ali ve Berber Fil, 370.sayfa)
8 Eylül 2009 Salı
Konuşmalar Olaylar
Yeryüzünde en sevmediğim olaylardan biri, ölmüş birinin aqzından konuşarak onun taklidini yapmak. Yapmışlığım olmuştur, ama normalde bile antipatik olan bir hareket amatörce yapıldığı zaman iyice rezalet olup insanı metinden soğutuyor. Mesela, bu ayın NTV Tarih'inde Herodot'un ağzından bir mektup aktarılmış. Amerika'da ilkokul çocuklarına gidip "Merhaba ben Benjamin Franklin, şunu yaptım bunu yaptım." diyen amcalar kadar rahatsızlık verici, ya da Nurseli İdiz'in Monopoly adamı şeklinde Atatürk olması gibi bir şey. "Önce şurada doğdum, sonra gidip bunu yaptım, ama unutmayın ben olmasam asla tarih olmazdı. Hehe muCCkQQsss OpTmmm Bye :P" kadar rahatsız edici.
Edebiyatta bunu dalga geçmek için kullanıyor bazı insanlar, Türk Büyükleri'ni mahkemeye çıkarıp onları konuşturmak falan. Ama bunu yaptıysa, mizah amacıyla yapıyor, ya da ne bileyim hiciv falan filan. Profesyonel bir tarih dergisi çıkarıp, "Okadardadeğil" mi "yokartık" mı, ona benzer diğer mecraalardaki hataları bulup düzelten bölüm koyarken, salakça hata yaptığının farkında değil. Böyle melankolik konuşturmalarla kendince karşı çıktığı resmi tarihin yaptığı gaza getiren hatalara düşüyor. İsterse yeryüzündeki en objektif bakış açısından versin, ne anlamı var ki onu bu şekilde konuşturmanın? Ha okuyucu kitlesinin tabii ki her türlü olmasını bekleyecektir, öyle olmasa Tudem Yayınları'na bastırtmazdı zaten. Evet bildiğimiz Tudem Yayınları, test kitapları, türkiye çapında deneme sınavları falan yapıp kardeşi kardeşe kırdırtan Tudem'den bahsediyorum. Mesela Tudem Yayınevi'nin şöyle bir kitabı var: "Beyninizi İptal Ettiren Şaşırtmacalar", yani bu kurumun aslen okur kitlesi budur. NTV çok doğru bir hareket yapıp Tudem'e bastırtmış dergisini. Okuması keyifli, aslen Popüler Tarih'in çizgisinde olması gerekirken -ki bunu genellikle başarırken- Elma Kurdu NamNam seviyesine düşmesinin bir anlamı yok.
Bu hatayı yaptın, ama en azından Herodot'u konuştururken bir şeyler yapmaya çalış. Bunun bir benzerini Bilim Çocuk'ta gördüğümü hatırlıyorum, tabii o zamanlar Güneş Tutulması gözlüğü topladığım zamanlar. Ama bilmiyorum, çok ucuz numaralar, bir benzerini şive taklidine karşı hissediyorum, ehh yeter artık be söyleyince taklitçi, hmmm sen hiçbir şey anlamadın asıl ben anladım diye düşünen okurlar olacaktır diye yarım saattir söyleyemiyorum. Oğuz Atay işte onu yapan adam, Namık Kemal'i falan mahkemeye çıkaran, üstüne üstlük yazında şive taklidinden de nefret ediyor. Bunu tabii Armağan Kitaptan öğrenebildim. Hak verip ellerinden öpüyorum Oğuzcuğum Atay'ın. Şurada, altı yedi aydır blog tutuyorum şurayı okuyan her bir insanla oturup, hakkında pis şeyler düşünmeden konuşabileceğimi biliyorum. Onun için söylüyorum adamı seviyorum diye. Sevmek günahsa ben Cehennemlikim hüleaaan! mı diyeyim. Neyse ayrıca, şunu da belirteyim kitaplarından falan bahsedecek değilim, bakın zamanında Joy Division'dan bahsettim de ne oldu? Rezil oldu canım grup. Hadi onu dinleyin diye değil, öyle kutsal bir varlık olarak saydığım için bahsettim. Ama hala aranızda Madrugada dinlemeyenler var biliyorum. Ne yapayım? Açıldığı gibi müzik başlayıp kafa siken blog'a mı dönsün şu nezih ortam. Böyle siteyi açmaya kalkışınca kulaklıklar da açıkken aniden dinlenen şarkının içine sıçan bir blog. Geçenlerde Reel Around the Fountain çalan blog buldum, ama o sırada başka bir şeyler dinliyordum. Hem Reel Around the Fountain hem de o başka bir şeyler ziyan oldu. Zaten blog'una müzik koyan zihniyet okuruna işkence yapmak istemektedir, dayatma yapmaktadır. Bu yüzden öyle bir şey asla yapmayacağım, ama son kez söylüyorum ben kendi çocuklarıma izlettirmeyeceğim,dinlettirmeyeceğim şeyi burada kimseye önermem. Bu da böyle Danino gazete reklamıdır. Bir ara Danino hakkında "kısır yapıyomuş, cinsiyet değiştirttiriyomuş" gibisinden laflar dönüştüğü zaman, Danino yeryüzündeki en naif reklamı yaparak "Vallahi de billahi de biz kendi çocuğumuza yedirmeyeceğimiz şeyi size asla yedirmeyiz." gibisinden bir medya açıklaması yapmıştı. Neyse demem o ki, nefret ediyorum şive taklidi yapılmasından, yakın zamandaki kayıtlardan birinde köşe yazarlarının Ahmet Türk ve Erdoğan görüşmesiyle ilgili yaptıkları gerzekçe şive taklitlerine değindiğimi hatırlıyorum.
Erdoğan: merhaba
Türk: Ügghh merghaba, napisez?
Allah belalarını versin, başka da bir şey demiyorum, bu bir mizah anlayışı mıdır? Yoksa küçümseme amacıyla mı yapılmıştır bilmiyorum. Ama çok açıkça söylüyorum bunu yapan gerizekalıdır. Yazı üstünde ses olmuyor. Ben de bilirim "olmuyo, yapmıyo, gitmiyo, okuyomusunuz?" Yazmasını buralara, bazen kaçırıp yazıyor da olabilirim, ama okurken o kadar sinir bozucu ki işte. Lanet olsun bunu yapana. Amaç nedir? Gerçekten amaç nedir? Okura sevimli görünmek mi? Bakın soru tekrarlayarak isyan eder oldum burada. Başkasının ağzından bir şey yazacaksan da önce benimseyeceksin dilini öyle yazacaksın, şive taklidini bir kenara attım. Herodot'un Tarih'inin çevirisini bile okumamış bir insan, gelip ortalıkta bulunan biyografilerden birini birinci tekil şahıs'tan anlatınca herodot oluyor öyle mi? 87 yılının Cumhuriyet gazetelerini okuyorum seçim için falan doğuya gitmişler soru soruyorlar amcanın birine "biz bilmeyik oğul" dedirtiyorlar. Hayvan mı konuşturuyorsun? Fabl mı bu? Sanki tamamen doğru konuşuyorsun, sen de konuşma dilinde yaz o zaman. Ve hatta çok bilgiliysen kendi seviyendeki insanların anlayabileceği terminolojiyi kullan okur kitlesini umursamadan. Öküz! 20 yıldır da basın zerre gelişmez böyle işte. Tekel mekel hikaye onları bir yana atıyorum. Samimi yazamamak o kadar sinir bozucu ki. İşte böyle de basılı gazeteler ölür sizin de götünüze girer demek istiyorum bu adamların hepsine. Bu olay bu kadar.
P.S:Ayrıca TEV reklamlarında Özgür Bolat çıkıyor, kendisi aynı zamanda Hürriyet'te de yazıyor bazen. (lütfen okuyun acaip komik yazılar var. 3 yaşında bir kuzenim var, gün içindeki konuşmalarını kağıda döküp Özgür Bolat yerine yayımlatabilirim.Henüz üç yaşında bir kuzenim var seni ondan bile kıskanıyorum Özgür.(Hakkı Bulut'a rispek) Bu adam bomboş bir insan, akademik başarı konusunda eline çok az insan su dökebilir muhtemelen. Bütün Ivy League okullarını gezmiş dolaşmış bir insan, ama samimi söylüyorum konuşmanızın 4üncü dakikasında nasıl anlamsız biri olduğunu fark edebilirsiniz. Bu kadar okul dolaşıp, donanımdan mahrum kalabilen çok az insan vardır. Bunu başarmak için tanıştığı insanlara sürekli bulunduğu okulu anlatıp "Ben harvardayken" diyebilen bir karaktere sahip olmak gerekir. Allah'ım tarafsız bir kurum şu an bu yazıyı okuyor olsa veya ne bileyim TEV yönetim kurulunda gerizekalı olmayan insan olsa ve bir şekilde nasıl TEV'in sırtından geçindiğini anlasa adamın. Tüm parayı geri isteyecektir, ama onun yazdığı yazılarla övünüyordurlar muhtemelen. Adını daha fazla zikretmeyeceğim.
Etiketler:
sinir krizi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder