Kim 500Milyar İster'i Türk halkı sevmişti, hem bedava para kazanılıyordu, hem de bunun için hiçbir çaba göstermeye gerek yoktu.(Hele hiçbir çaba göstermeme etkeni nasıl da içimizi yer!) Önceden günlük gazetelerin arka sayfalarını okuyarak Hari Krishna'nın ne olduğuna dair bilgi edinebilirdiniz, ya da bukalemun yiyen adamın hangi ülkeden olduğunu öğrenebilirdiniz böylece son soruya kadar atarak gelebilirdiniz. Sanırım 3 yıl yayınlandı, sonra Kenan Işık'ın daha fazla tepkisiz kalamayıp koltukta eriyeceğinden korkulduğu için program sonlandırıldı, ya da reytingleri de düşmüş olabilir bilmiyorum.
Fakat "Var Mısın, Yok Musun?"(ki bundan sonra kim olduğunu bilirsin sen varsayıp KOBS olarak kısaltıyorum) daha çok tutuldu ve halâ devam ediyor. Neden?
Çünkü daha çok emek harcanmıyor. (Cümle adi durdu diyecek olanların kafasına sert nesneyle vurma isteğiyle dolarım?) Ama resmen daha az emeği harcayarak, yarışanların sadece yol masraflarını(+kumanya)(o da belki) karşılayan bir yarışmanın varlığı beni çileden çıkartıyor.
Şimdi, kobs'un eleştrisini yapacak değilim, banane isterse 15 yıl sürsün, nasıl olsa oradaki çekik gözlü,emekli memura benzeyen amcaya yarışma sürdükçe sıra gelmeyecek. Fakat benim anlayamadığım konu, orada bulunan insanların nasıl olup da, böyle psişik güçler geliştirebilldikleri. O kadar gelişmiş bir psişik güç ağı var ki, birileri para kazanamazsa, 20 kişi birden ağlamaya başlıyor. Artık aura mıdır, nedir bilemem. Kutuların ne olduğunu hissetmeler falan. Tabii ki o kutunun içindeki boşlukla kafasının içindeki boşluk eşdeğer olduğu için duygu ortaklığı kurabilmelerini anlayabiliyorum. Bu yüzden mülakatla alıyorlar zaten, çünkü tomografi raporu istiyorlar ve raporda kafatasının içinde sadece kovboy filmlerindeki hayalet kasabalarda olan, rüzgarda oradana oraya uçuşan diken topağının bulunmasına izin veriyorlar. Neyse, yarışmanın medyumları daha iyi bilirler. Yarışanlara, onların hiper samimiyetsiz gözyaşlarına ve izleyipte gaza gelenlere bir çift sözüm olacak:
Gerizekalı mısınız?
0 yorum:
Yorum Gönder