8 Kasım 2009 Pazar

4444 dua, Susuzluk, Radiohead!!!


4444 duayla karşılaştınız mı siz?

96 ya da 97 yıllarında çevremdeki birçok evde görüyordum, ama aklım almıyordu. Akıl almaz bir büyü, dünyadaki bütün sorunları çözen kutsal sözcükler diye düşünüp dokunamıyordum. Üstü İslamik sembollerden nasibini almış ve kötü kompakt bir fotoğraf makinasının ucuz kodak filmle çekilmiş gülleriyle süslüydü bizim evdeki. Başka evlerde daha kötülerini gördüm. Bizim güllerin etrafı sapsarı çerçevelenmişti ama seccade yeşili, iman kırmızısı, huşu mavisi olanlarını da gördüm.

Bir duanın 4444 kere okunması sonucu isteğiniz oluyordu. Aslında Proto-thesecret diyebilirim. Bu işe giren kişinin tüm enerjisiyle, imanıyla kendini o alana odaklayıp bunu zikretmesi gerekiyordu. Zaman daraldıysa komşulara belli sayılarda paylaştırılıp, herkes aynı noktaya odaklanıp iman yolluyordu. O zamandan Var mısın, Yok musun'daki "büyük hissediyorum", "ben sürekli mavi" açıyorum olaylarının temeli atılmış, yaşlı teyzelerin ellerinde bunların gerçekleşme ihtimalinin daha da mümkün olduğuna inanılıyordu.

Ama, ne zaman kitabı elime almaya cesaret ettim -annemin altın gününe gittiği bir gün- kitabın sıradışı büyülerle dolu olduğunu anladım. Aslında büyü değil, ama mesela Kutsal kitap dediğimiz olay işin Okuluysa, bu dershane gibi bir şeydi. Ya da daha çok, diğer dualar çakıysa, bu kitap İsviçre Çakısı gibiydi. Paket programla her türlü sıkıntınız halledilir! Büyüye karşı, kocanın bağlanmasına karşı, evdeki cinlere karşı, hamile kalmak için dualar, ve Muhammed'i rüyada gördürten dua. Allah dedim, millet onlarca yıl uğraşıyor sonunda üç beş büyü yapıyor, ben daha bu yaşımda bütün dünyanın sırrına vakıf oldum. "Bekle beni, geçen hafta okulda ağzımı kıran çocuk, anneme söylememe gerek yok, geceleri altına sıçırtacağım seni!"

Kitabı karıştırdığımı hatırlıyorum, ama aynı zamanda sürekli aklıma onunla eşdeğer dönemde bin kere baktığım ve içinde ritmik sayma ünitesi olan matematik kitabı geldiği için şu an tam nasıl bir şey olduğunu hatırlayamıyorum onun yerine 3-6-9-12 diye giden ve, 5-10-15 (benim en sevdiğim!) diziler geliyor. O âdi kitabı da açınca hemen cildi parçalanıyordu. Allah bin belasını versin Milli Eğitim Yayınlarının, ömrüm boyunca hiç parçalanmayan Sosyal Bilgiler kitabım da olmadı, litrelerce kalitesiz uhu harcadım yapışsınlar diye hepsi iyice mahvoldu, kağıttan defter kaplarımı da mahvettiler.

İşte, bu duayı gördüm, tabii zaten her şeyden çok korktuğum için duayı da okumadım, sonra rüyada bunu görme muhabbeti bir kere de ortaokulda tekrar etti. Bu sefer Malatya'lı devasa din öğretmenimizden başka bir açıklama geldi: "Mesela, bir insan susuz kalıp uyursa, rüyasında kana kana su içtiğini görür ya, Hz.Muhammed'i görmek için de bunu yapıp, çok fazla dua okuyun." dedi. Ulan susuz kalmamız gerekiyorsa, aynı şekilde dinden elimizi ayağımızı çekmemiz gerekmiyor mu? Nasıl bir analoji bu diyemedim, zira o zamanlar bu susuz kalma ve kana kana su içtiğini görme cümlesi çok büyüleyici geldiği için konuya pek odaklanamadım.

İşte rüyada birini görmekle ilgili olay da dün akşam başıma geldi, dün akşam rüyamda Radiohead'i gördüm. Aylardır dinlemiyordum, demek ki gerçekten onsuz kalınca görüyorsun. İnsan aşktan uzak kaldıkça sürekli, rüyada tekrar tekrar görüyor ya, benim de Radiohead için olanı zuhur etti.

Grup halinde Lunapark'lardaki balerine binmişler ikili ikili oturmuşlar, Thom Yorke'u yalnız bırakmışlardı. Zaten oldum olası Johnny Greenwood'a bir nefret besliyorum düz uzun saçlı olmasından ötürü, Thom'u yalnız bırakınca iyice dellendim. Gerçek hayatta görsem ilk olarak: "(parmaklarımı birbirleriyle birleştirip dert anlatan adam moduna sokarım önce)Johnny'ciğim bak lütfen! Düz saçlı bir erkeğin saçları uzayınca çok kötü duruyor lütfen yapma bunu. Biliyorum sahne karizman olduğu için insanlar bunun sende güzel olduğunu falan sanıyorlar, ama sen bu oyuna düşme, lütfen saçlarını beyefendi gibi kestir. Ayrıca daha fazla uzatıp işin tadını kaçırmak istemiyorum ama Eniştem de sana aynen şunu iletmemi istedi: "Saçını uzatıp anneni örnek alacağına, bıyıklarını uzatıp babanı örnek al." derdim ona. Neyse sonra Balerin dönmeye başlıyor, baştan bakıyorum Thom sağ tarafta oturuyor, tabii balerin dinamikleri ve merkez kaç kuvveti etkisiyle sola kayacağını tahmin ediyorum. Thom'un yanına ben oturuyorum ama dönerken götüm sıkışmasın diye ben sağ tarafa oturuyorum. Bindiğim gibi hepsine bağırarak: "Ulan koskoca Radiohead'siniz şu yaptığınız rezalete bakın!" diyorum, grubun kelinin bana döndüğünü hatırlıyorum ve balerin dönmeye başlıyor ardından, Johnny'nin elinde kırmızı/siyah damalı bir telecaster gördüm ve uyandım.

Evet, bir çocukluk anısı gibi başlayıp rüyayla karışıp hiçbir yere varmayan yazının daha sonuna geldim. Gerçi bundan önce böyle bir şey yazdığımı hatırlamıyorum, neden daha dedim onu da bilmiyorum. Aslında rüyayı anlatmaya kalkışmıştım ama o 4444 dua kitabının sarı rengini ve oradaki rüyada isteyerek birini görme olayı aklıma gelince bana bir hal geldi.

P.S: Son 4 kelimeyi Sabri Bey'e gönderme yapmak için yazdım, yazmasam ölürdüm. Ha bir de bu, Ed O'Brien isimli arkadaşımızın, U2'daki Adam Clayton'ının çocuğu olduğunu düşünüyorum. Herhalde : " Bak oğlum okulu yine hobi olarak okursun, ben sana yapma demiyorum, ama lütfen biraz gitara ver kendini. Aman oğlum en iyisi sanat! Sen ayağını sanattan içeri atmaya çalış. Bir kere kafan rahat! Arkanda yılların birikimi var! Bak şimdi biz de çok kötü albümler çıkarıyoruz ama emeklilik maaşımı Bono tıkır tıkır ödüyor" falan demiştir.

P.S2: Ha-ha o kitabı buldum. Sarı rengi görüyorsunuz değil mi? Ayrıca çok iddialı bir şekilde "4444 DUA BUDUR!" yazmasından ötürü gülmekten karnıma ağrılar giriyor. "4444 Dua Yazıcıları Derneğini düşünüyorum sonra. Sakallı agalar birbirlerine sinirlendikleri zaman tesbih fırlatıyorlar, Zeyna'nın halkasını fırlatması gibi. Şu an bu anı düşünüp çok korktum, o yüzden bitiriyorum.

P.S3: Balerin dinamikleri ne ya?

3 yorum:

uçan kamon dedi ki...

yine aynı olayın başka bir versiyonu da güllü yasindir. o da bende travmatik etki yaratmakta. aynı tarif ettiğin fotoğraf kalitesi ve işçilik bunda da mevcut.
http://www.islaminesriyat.com/online/images/product_images/product_image_1404.jpg

monteyn dedi ki...

Geçenlerde şurada: http://denizaytekin.tumblr.com/post/233870817/tekrar-soruyorum-koskoca-islam-dunyas-nda
gördüm. Gerçekten de içler acısı. Özellikle, bu konuda meraklıları Sızıntı okumaya davet ediyorum. Sanırım, Fethullah Gülen fetva vermiş, her sayının kapağında mutlaka alengirli parlak şelale yayınlamak zorundalar. Ayrıca o linkte sağda bulunan çiçeklerden hala korkuyorum ve dokunamam, hepsi Kiss makyajına sahip korkunç canavarlar bence. Ayrıca aslanağızlarından da korkuyorum, Casper'daki canavar bitkiler bence onlar.

uçan kamon dedi ki...

off o linkte ondan bi önceki çalışma da fenaymış. çiçek tarlasında yürüyen hoca konsepti.

Yorum Gönder

 
Copyright © 2010 MONTEYN