19 Nisan 2011 Salı

Tuxedo Cat denen Kedi Hayvanı Üzerine

Tuxedo Cat diyince doğrudan böyle bir resim aklımda canlandığı için, derhal paint ustalığımı gösterip bir görsel hazırladım. "This look shopped" resimlerine örnek olarak kullanılabilir ayrıca, GNU falan filan. Bir de copyleft olayı var ki hiç sormayın. Lan o nasıl bir saçmalık, tam karşıtını lap diye koymayın böyle, dikkatim dağılıyor gördükçe,Bandista'nın albümünde falan yazıyordur mutlaka. Neyse, efenm biliyorsunuz, internetin 34. kuralına göre eğer bir şey varsa onun pornosu da vardır, hatta google'da "Rule 34" diye aratınca şöyle bir göz gezdirdim sanırım bir uçak motoruyla halvet olan insan gördüm de korkup kapadım.

Neyse, bu kuralların belirlendiği enstitüde yaklaşık 3 yıl yarı zamanlı olarak çalışmıştım, gerçekten de çok ağır bir iş. Her gün gelen binlerce Avatar'lı, Shemale Marge Simpson'lı kötü çizilmiş resimleri elimizden geçiriyorduk. İşte eski sene sonu raporlarını karıştırırken çok gizli verilerden yola çıkarak hazırlamış olduğum, "İnternetin İçindekiler" istatistiklerime rastladım.
Sizinle bunları paylaşmaktan onur duyarım.
%43 Kedi(düşen %12, uyuyan %10, yavru %15, diğer %6)
%30 Porno (burada pornonun detaylarına girmek istemiyorum)
%20 Veri, Bilgi ( kişisel bilgiler de dahil buna facebook, eski sevgili fotoğrafları, komik videolar falan filan)
%7 komik gif (marketten cips çalan martı, betona düşüp kafası yarılan adam vesaire)

Gördüğünüz gibi internetin büyük çoğunluğunu kediler domine etmiş durumda. İngilizce'de Tuxedo cat denen türün siyah beyaz kedi olmasından ötürü şey yaptım, çok garip geldi o yüzden. Yoksa bugün komik bir anı anlatacaktım.

Biliyorsunuz, alışveriş merkezlerine girerken metal dedektörleri oluyor. Bu arada orospu çocuğu Carrefour'a da buradan sesleniyorum, satın aldığım şeyleri bantlayıp, sıcak poşetle mühürleyip durma!!! Yavşak ya, kıçı kırık 70 sayfalık Kumarbaz çevirine kaldım sanki senin de, onu çalacağım. Zamanında Faust'un böyle 100 sayfalık bir çevirisinden okumuştum da Pamuk Prenses ve 7 Cüceler'de cücelerin madenden dönerken söyledikleri şarkıdaki gün batımı gibi bir arka plan kalmıştı aklımda da, sonradan normalini okudum, konu çok farklıymış. Ben daha Pastoral daha inek boku kokan bir yer hatırlıyormuşum meğer. Neyse, zaten televizyon çalamam, yani çalabileceğim şeyler, kepçe, patates soyma aleti, mini kaktüs, kedi maması(ana konuya geri dönüş!), probis falan, ki probisi de sevmem yani, damağımda kötü tat bırakıyor biraz. Neyse, mesele bu değil, sikişmişin çocuğu Carrefour'un kurumsal kimliğini zedelemek amaç burada!! Neyse, metal dedektörleri diyordum. Şimdi sanırım ben 5 yaşımda falan ilk defa Alışveriş Merkezi'ne gittim, zaten öyle doğru düzgün alışveriş merkezleri ben doğduğumda Fransa'da yoktu bundan 350 yıl öncesinden bahsediyorum. Yani Türkiye'dekilerin yurtdışına çıkıp da "Muzu taneyle alabiliyorsun canım, nasıl bir gelişmişlik!!" dedikleri ve Türkiye'de mayonezin normal tüketim maddesine dönüşmesinden çok önceki dönemler. Şimdi metal dedektörlerinden badana diye geçiyorum, bunların plasebo etkisiyle konmaya başladığını düşündüğüm için.

Ancak o zamanlar Demolition Man'i izlemiş ve 3 tane deniz kabuğunun taharet musluğunun yerine nasıl geçebileceğini tahayyül etmeye çalışıyor bir yandan da ilk vintage fütüristik şiirlerimi yazıyor, nasıl Sylvester abimiz gibi hibernasyon olayına girip 20 30 yıl sonra uyanabilirim diye düşünüyordum. İşte bu filmde hatırladığım kadarıyla metal dedektörleri vardı, paso ötüp duruyordu. Bu arada şu an Godspeed You! Black Emperor'ın hep ertelediğim, dinlemekten kaçındığı F#A# Ke$ha albümünü ilk kez dinliyorum. Tebrik ediyorum Efrim Menuck'u canım benim. Neyse, alışveriş merkezine gireceğiz, hemen yakalanma amacıyla ellerimi iki cebime sokup sağ elimi silah şekline getirip, sol elimi de yumruk yapmak sûretiyle bombaya benzetip dedektörden heyecan fırtınasıyla geçtim. Fakat başarısız oldum, ancak bir 10 dakika sonra yürüyen merdivenlerin dış yüzüne tutunarak çıktığım için korku dolu anlar yaşamıştım. Lan 5 yaşında adamı niye yürüyen merdivenin yakınına koyuyorsunuz. Tabii ki dış çeperine asılacak. Neyse, bu da benim böyle bir anım, saygılar. Ha durun şarkı koymadan bitirmeyeyim, ya da ondan önce yine bir şarkıdan çıkıp haiku yazayım, çok sardı:

Sarhoş bir denizciyle
Sabahın körü
Ne yapılabilir ki?

a-ha - the swing of things (1986) from J. Christian Guerrero on Vimeo.


P.S: Komik gif yazıp, "betona düşüp kafası yarılan adam" demişim. Orada biraz garip olmuş. Şimdi bütün betona düşüp kafası yarılanlardan özür diliyorum. Bir nefret suçu izledim. İşledim bile yazamadım. Ama olsun, hani "gif"i izledim ama hiçbir şey yapmadım. BU ŞİDDET PORNOGRAFİSİNE TEPKİSİZ KALDIM!!!1bir eins!1 yazıklar olsun hesabı düşünün onu.

2 yorum:

Syrano dedi ki...

Herşey iyi güzel ama o Demolition Man'ın üç deniz kabuğunu hatırlatmayacaktınız... İlk izlediğimde gelecekte malum yerimizi deniz kabuklarıyla kazıyarak temizleyeceğiz zannedip korkardım :)))

monteyn dedi ki...

aga o bir yana bu simon manyagi tukenmez kalemle doktorun gozunu oyup retina tarayiciya okutuyordu ya sakadatci gibi adamdi kodugum pisi. saclari da civciv sarisina boyamis. bizim orada soparlar oyle boyuyordu 98de falan.

Yorum Gönder

 
Copyright © 2010 MONTEYN