28 Eylül 2011 Çarşamba

Kovboy Şapkası ve Moda Üzerine




Mesela kovboy şapkasını gerçek anlamda(nasıl gerçek anlamda? lütfen üniversite adayları şuradan biyrooon) son kullanan kişinin son gününü düşünüyordum geçen gün. Rodeocular gibi değil, mesela o modanın geçmesi, mesela 90ların çok yüksek belli dar kot pantolonlarını kullanan 1 adet insan tanımama rağmen onun neredeyse camp vesilesiyle öyle giyindiğini düşüneceğim.

Bu şapkanın giyildiği son gün, bu adama eğer "Hey dostum kafanda o Sivil Savaş döneminden kalma şapkayla ne yapıyorsun öyle?" denmediyse Amerikan Kültürü, tarihinin en büyük darbesini almış ve 20 yıl içerisinde çekilecek filmleri Türkiye'ye yollarken "Eğer böyle çevirmezseniz, firmamızla ilişiğimiz kesilecektir" denmesi engellenmiş olacaktı. İyi ki öyle bir şey yapmamış. Bu arada kelimeler hususunda gezerken bugün sizinle bir cümle hakkında da konuşmak isterim. Gazeteleri, öfke dolu bir şekilde, anlatım bozukluğu uğruna kesip biçen idealist ortaokul Türkçe Öğretmeni gibi, geçenlerde Radikal Gazetesi'nin kitap ekini okurken denk geldiğim bir cümleyi sizinle paylaşmak isterim.

"Ancak bu Zizek'in kendini tekrar etmesinden farklı bir anlama, Zizek'in kitap yazma/yapma biçiminin organik ve şizofrenik yapısına işaret ediyor: Zizek ideolojinin topyekûn, her yerde nazır varoluşuna karşılık olarak her yerde beklenmedik anlarda beliriveren, ideoloji ve kültür nesnesinin yeri sabit kalırken izleyicinin bakış açısının hafifçe değiştirdiği ve bu sayede nesneyi hafifçe ama hayati bir farkla yeniden gördüğü topyekûn bir paralaks saldırısını örgütlüyor."

Bu cümleyi aşağılamadan önce benim ne 1.Kara Kitap'ı çocukça savlarla aşağılamaya uğraşan Tahsin Yücel kötükalpliliğinde olduğumu ne de 2. cahilliği yücelten bir zihniyete sahip olduğumu bilmenizi isterim. Şimdi bu cümleyi yazan kişinin bir yerlerdeki hocası yanında olsa burada müsaadenizle bir alıntı yapacağım "HAMİYETTEN GÖZÜNÜN YAŞINI TUTAMAZDI!" Bu gerçekten de anlaşılmayacak yanı olmayan düz çirkin akademik cümle, bir kitap incelerken kendini bilhassa geniş zaman kullanımı ve devrik cümleyle karışınca değmeyin inceleyenin keyfine. Ben bunları her gördüğümde her sayfasını arşivleyip kış gelince üzerlerine gaz yağı döküp soba tutuşturuyorum. İşin raconu böyle tabii yapacak bir şey de yok. Ey Akademik anlatım! "Gömelim Gel Seni Tarihe" desem sığmazsın. Öncelikle şunu söylemem gerekiyor, anlayabileceğiniz gibi Felsefeyle "Sende bir para bende bir para değişirsek yine bir para, sende bir bilgi bende bir bilgi değişirsek iki bilgi" sığlığını çok az aşmış olmama rağmen misal Nietzsche'nin bu tip yazan adamları bıyıklarıyla çok sert bir şekilde dövmek istediğini tahmin edebiliyorum. Neyse efendim, isteyen istediği gibi yazsın, bu gün ikinci bahsetmek istediği konu Requiem for a Dream'de Jennifer Connely'nin ağzına veren zenci dayı. Öncelikle böyle cinsiyetçi, ırkçı iğrenç bir kullanımda bulunduğum için özür dilerim onu şimdi açıklayacağım.

Geçen gün bir arkadaşım aradı(diyelim ki adı Fatih olsun) "Abi The Thing'i izledim yine, çok güzel" falan filan bir şeyler saçmaladı. Ben de, "Fatih arkadaşım, sanırım "Requiem for a Dream'de Jennifer Connely'nin ağzına veren zenci dayının oynadığı filmden bahsediyorsun." diye bir çıkışta bulundum. Biz böyle Requiem for a Dream'de Jennifer Connely'nin ağzına veren zenci dayı yukarı, Requiem for a Dream'de Jennifer Connely'nin ağzına veren zenci dayı aşağı bir konuşmaya girdik. Sonra dedim ki "Sevgili değerli arkadaşım biz böyle konuşarak biraz ayıp etmiyor muyuz?" o da onaylayınca hemen cümlelerimizi sonlandırdık ve ardından adamın adını(aliterasyon) öğrendim Keith David, bugün kendisinden ve Jennifer Connely'den bu kullanımımızdan ötürü 70 milyonun önünde özür dilemek isterim.

Saygılarımızla

Monteyn ve Avukatı
 
Copyright © 2010 MONTEYN